Ey şehit oğlu şehit isteme benden makber, sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber. Aziz şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz.
“Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum.”
– Gazi Mustafa Kemal Atatürk
“Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın, Bu Toprak, bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın, Bir vatan kalbinin attığı yerdir!”
– Necmettin Halil Onan
“Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber. Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.”
– Mehmet Akif Ersoy
“Bu Türk kıtaatının cesaret, metanet ve se’bat cihetiyle takdir ve senaya liyakati, her şüphenin fevkinde bulunmuştur. Donanmasının ateşiyle de, en müessir surette muavenet gören pek cesur bir düşmanın taarruzlarına karşı sayısız muharebelerde bu kıtaat mevkilerini muhafaza etmişlerdir.”
– Alman Generali Liman Von Sanders
Onlar canlarını seve seve vermeye hazırdılar. Bu vatan için can verdiler. Sizleri unutmadık, Unutmayacağız… 18 Mart Çanakkale Şehitlerini Minnetle Yâd ediyoruz..
Devletimiz, şehit yakını ve gazilerimizin bu güne kadar olduğu gibi bundan sonra da yanlarında olmaya devam edecektir. Şehitlerimizi anar zaferimizi kutlarız.
“Yaşamaz ölümü göze almayan. Zafer, göz yummadan koşana gider.”
– Faruk Nafiz Çamlıbel
Çanakkale Zaferi, vatan topraklarını korumak için şahlanan bir milletin bağımsızlığının ve egemenlik aşkının ibret verici kahramanlık destanıdır.
“Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler gelir, başka komutanlar hâkim olabilir.”
– Mustafa Kemal Atatürk
18 Mart 1915, Türk tarihinde bir askeri ve siyasi başarı olmaktan öte inanç, azim ve yiğitlikle örülmüş bir destanın yaradılış tarihidir. Zaferiniz kutlu olsun…
Dönmeyi hiç düşünmediler. Bu vatanı evlatlarına bırakabilmek için canlarını gözlerini bile kırpmadan verdiler. Saygı ve minnetle şehitlerimizi anıyoruz.
“Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor. Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!”
– Mehmet Akif Ersoy
250 bin askerimizi şehit verdiğimiz bu topraklarda şehidin kanı vardır ve bu hiçbir zaman unutulmamalıdır. Gelecek nesillere anlatılarak destanımızın yaşatılması ve bizim için canından vazgeçenler için bu vatanın korunması boynumuzun borcudur.
Siperler arası 8 metre. Yani ölüm muhakkak. 3 dakika önce gelen bölüğün tamamı şehit olmuş. Yeni gelenler bunu biliyor ve bir 3 dakika sonra kendisinin de şehit olacağının farkında ilerliyor. Ama ne ilerleme! Bir an bile sarsılma, durma, geriye bakmak yok. Okuma bilenler ellerinde Kur’an okuyor bilmeyenler Kelime-i şahadet getiriyor. Az sonra öleceğini bile bile gözünü kırpmadan şahadete gidiyor. İşte Çanakkale Savaşlarının zaferle sonuçlanmasını sağlayan şey milletimiz ve onun askerindeki bu yüce ruhtur.
Sevinç ve coşkuyla kutladığımız Çanakkale Zaferi’nin 106. yıldönümünde, bu güzel vatanımız için canını feda eden aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve özlemle yâd ediyorum. Ruhları şad, mekânları cennet olsun…
Geçemediler. Geldikleri gibi de gittiler. Mareşal Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, tüm şehitlerimizi, gazilerimizi, 57.Alayı, son sınıf öğrencilerinin tamamını Çanakkale’de şehit veren Kayseri Lisesi’nin ve daha nice okulların evlatlarını rahmetle, şükranla anıyorum.
Bu Devlet, Malazgirt’te başlayan, Miryokefalon’da adı konan, Çanakkale’de kıyama duran, Sakarya’da destanlaşan bir mücadeleyle yüz binlerce şehidin kanı karşılığında, elde ettiği kutsal vatan toprakları üzerinde kurulmuştur.
Dur yolcu bilmeden gelip bastığın bu toprak bir devrin battığı yerdir. Çanakkale zaferimiz kutlu olsun.
İstiklalimizin dönüm noktası, vatan aşkının en kutsal fedakârlıklarının yaşandığı Çanakkale Zaferi’nin 103. yıl dönümünü kutluyor, bu şanlı günü bizlere kazandıran ecdadımızı saygı, minnet ve rahmetle yâd ediyorum.
Çanakkale Zaferi, büyük komutan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün askeri dehasını tarih sahnesine çıkarmış ve aziz şehitlerimiz bizlere, istiklalimize kast edenlerin karşılarında “Çanakkale Ruhu’ nu bulacağını göstermiştir.
Ordunun yardımı olmaksızın Filo’nun başarı sağlayabileceği ümidine kapılmıştım; fakat şimdi bu işte müşterek bir harekatın zorunlu olduğunu anlıyorum. (Churchill)
Ey şehit oğlu şehit isteme benden makber, sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber. Aziz şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz.
Mabedlerinin göğsüne namehrem eli değmesin diye bir gül bahçesine girer gibi alevlerin arasına atılan yiğitlerimizin ruhu şad olsun!
Bir ulus ve vatan yaratan bu kutlu günde 18 Mart şehitlerini minnetle anıyoruz.
Yedi düvele karşı iman ve inancıyla Dur! diyen ve Çanakkale Zaferi’ni bizlere yaşatan tüm aziz şehitlerimizi rahmet ve saygıyla anıyoruz. Allah aynı inanç ve şuuru bizlere de nasip etsin.
Çanakkale Zaferi’nin 107. yıl dönümünde, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve şehitlerimizi saygıyla ve minnetle anıyoruz.
Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un “Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker! /Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.” ifadeleri ile nitelendirdiği kahraman şehitlerimizi ve gazilerimizi minnet ve şükranla anıyorum.
Geçemediler, Geçemezler, Geçemeyecekler… Hangi yüzyıl geçerse geçsin Mustafa Kemal Paşa Yolumuz, Çanakkale Ruhumuzdur!
Tarih boyunca, hürriyet ve bağımsızlığına düşkünlüğüyle bilinen milletimiz; her türlü zorluğa karşı durmuş, kanı, canı pahasına mücadele vermekten çekinmemiştir.
Birinci Dünya Savaşı’nın en kritik aşamalarından biri olan Çanakkale Savaşları ve Türk Milletinin binlerce şehit vererek elde ettiği zafer, milletimizin kaderini ve dünya tarihinin akışını değiştirmiştir.
İstiklalimizin dönüm noktası, vatan aşkının en kutsal fedakârlıklarının yaşandığı Çanakkale Zaferi’nin 104. yıl dönümünü kutluyor, bu şanlı günü bizlere kazandıran ecdadımızı saygı, minnet ve rahmetle yâd ediyoruz.
Çanakkale, 18 Mart 1915 yılında, yaşanan tüm olumsuzluklara ve yokluklara rağmen yüce milletimizin inancıyla, kararlılığıyla, canını ortaya koyduğu, yenilmez denilen devletlere diz çöktürdüğü destanın adıdır.
Dünya tarihinin akışını değiştiren, Çanakkale’yi dünyadaki ‘geçilemeyen’ tek şehir yapan, vatan toprağına özgürlüğü, bizlere de barışı emanet bırakmış olan Çanakkale Deniz Zaferi’nin 106. Yıl dönümü sebebiyle yaptığım konuşmamı izlemeniz dileğiyle…
Bugün ulu önder Atatürk’ün Yurtta Barış, Dünyada Barış ilkeleri doğrultusunda kendilerine tevdi edilecek vatan toprağını savunma görevine her an hazır olmak maksadıyla görevleri başında yitirdiğimiz şehitleri rahmetle ve minnetle anıyorum.
Dönemin en güçlü ordularına sahip işgalci devletlere karşı kazanılmış; “Çanakkale Geçilmez” gerçeğini tarihe altın harflerle yazdıran binlerce şehidimizin kanla yazdığı eşsiz bir tarihtir.
Çanakkale, sen yabancılara tarihin ebedî bir ihtarı halinde kalacaksın. Onlar senin ufuklarında daima “Tekin değildir” levhasını görecekler. Hüseyin Nihal Atsız
İstiklâl uğrunda, namus yolunda şehid Mehmedin yattığı yerdir Çanakkale!
Yedi düvele karşı iman ve inancıyla Dur! diyen ve Çanakkale Zaferi’ni bizlere yaşatan tüm aziz şehitlerimizi rahmet ve saygıyla anıyoruz.
Tarih, vatanı ve mukaddesatı uğruna her türlü zorluğa göğüs geren şanlı ecdadımızın kahramanlık destanlarıyla doludur. İşte imanlı sinelerin Allah aşkıyla şahlandığı bu destanlardan biri de Çanakkale zaferidir.
Çanakkale zaferi İmanın imkânı, ebabillerin filleri yendiği gündür… Tüm şehitlerimizin ruhu şad olsun…
Ordu Yok! dediler, Kurulur! dedi. Para Yok! dediler, Bulunur! dedi. Düşman çok! dediler, Yenilir! dedi. Ve dediklerini yaptı. O, Atatürk’tü! 18 Mart Çanakkale Zaferi Kutlu Olsun.
Her yıl 18 Mart’ta kutladığımız Çanakkale Zaferi, tarihin o güne kadar tanık olmadığı muhteşem bir zaferdir. Bu zafer, kahraman askerlerimizin, dünya tarihine geçen bir kahramanlık mücadelesidir.
Çanakkale ruhu; aziz milletimizin en zor zamanlarda her türlü meşakkate göğüs gerip fedakarlık yapması, büyük zaferler kazanmasıdır.
Çanakkale, Hilâl’in gölgesinde bir millet emin yaşasın diye, imanını sed yapmış insanların, bu toprakları hangi duyguyla vatanlaştırdığını cihana haykırdığı yerin adı ve hesapsız adanmışlığın destanıdır. Canlarıyla bize bir Vatan bırakan ecdada rahmet olsun..
Malazgirt’te Alpaslan’ın dilinde, Surlarda Ulubatlı’nın elinde, Çanakkale cihadının yılında; Zemin kan kırmızı, ay yıldızı ak, O mübarek bayrak, işte bu bayrak!
Çanakkale Zaferi, vatanseverlik, fedakârlık, cesaret gibi yüksek faziletlerin kahramanca sergilendiği bir destandır. Aziz Türk milletimizin bu onurlu günü kutlu olsun.
“Çanakkale yenilgisinden 100 yıl sonra da ders çıkarmaya devam ediyoruz.”
– İngiliz Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Tony Radakin
Çanakkale Zaferi, vatan topraklarını korumak için şahlanan bir milletin bağımsızlığının ve egemenlik aşkının ibret verici kahramanlık destanıdır.
18 Mart 1915, Türk tarihinde bir askeri ve siyasi başarı olmaktan öte inanç, azim ve yiğitlikle örülmüş bir destanın yaradılış tarihidir.
Bugünkü varlığımızı ve bağımsızlığımızı, Cumhuriyetimizi Çanakkale’de ve Kurtuluş Savaşı’nda yurdunu savunmak için şehit olanlara borçluyuz.
Millî şuurla, bayrak nöbeti gibi nesilden nesile emanet edilen Çanakkale ve İstiklal ruhu, sırası gelene verdiği namus vazifesinde bir adım geri atmamakla hayatiyet kazanır.
Tarihe altın harflerle yazılan Çanakkale Deniz Zaferi’nin 106. yıldönümünde milletimizin bu onurlu gününü kutluyor, kahraman şehitlerimizi ve ebediyete intikal eden tüm gazilerimizi şükran ve rahmetle anıyorum.
Çanakkale Zaferi, bütün zamanların ve ulusların dimağına tarihin asla silinmez mürekkebi olan kanla yazılmıştır ve Çanakkale Zaferi, namus, iman ve özgürlüğünü müdafaada taviz vermeyen bir milletin dayanmanın, tahammülün sınırlarını da zorlayan savaşının onur, tarihimizin ise iftihar tablosudur.
Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere inanarak emanet ettiği Aziz Türk milletimizin bu onurlu gününde Cumhuriyetimizin yaşatılmasının en büyük teminat olacaktır.
Çanakkale Zaferimizin 104. yıldönümünde Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve Çanakkale Geçilmez diyen tüm şehitleri rahmet ve minnetle anıyoruz.
Çanakkale Zaferi zor şartlar altında binlerce şehit verilerek kazanılmış mukaddes bir zafer olarak tarihteki yerini almıştır. Bizlere böyle bir zaferin gururunu yaşatan şehit ve gazilerimizi şükranla anıyorum. Şehitlerimizin ruhları şad olsun.
Çanakkale Deniz Zaferi’nin yıldönümünde, bize bıraktıkları mirasın ve verdikleri mücadelenin bilinciyle Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, kahraman şehitlerimizi rahmet ve saygıyla anıyor, gazilerimize şükranlarımı sunuyorum.
Bu mukaddes vatanın en önemli kahramanlık destanlarından biri olan Çanakkale Zaferi aynı zamanda milletimizin yeniden şahlanışının miladı olmuştur.
Türk milleti Çanakkale’de elde ettiği üstün başarısı ile tüm dünyaya, bağımsızlığı ve vatan toprağı söz konusu olduğunda, karşısında hiçbir gücün duramayacağı mesajını en açık şekilde vermiştir.
Çanakkale, vatan savunmasının akıl ve iman gücüyle destana dönüştüğü, Cumhuriyet’in temellerinin atıldığı, bizim ve dünya için en önemli savaşlardan biridir.
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır. Toprak uğrunda ölen varsa vatandır. Aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz.
Bu tarih, gerek taarruz gerekse savunma savaşlarının başarılarıyla dolup taşan Türk kahramanlık tarihinin en onur verici, en parlak sayfalarından biridir.
Bu destansı zaferin temelinde güçlü bir inanç, büyük bir vatan aşkı ve özgürlük tutkusu vardır. Çanakkale şehitlerimizi minnetle anmaktayız.
Çanakkale geçilmez! Türk milletinin Çanakkale’de elde ettiği zafer, bütün dünyaya verilmiş bir insanlık dersidir.
“Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir. Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebelerini kazandıran bu yüksek ruhtur.”
Bu memleketin toprakları üstünde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sessizlik içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar! Göz yaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız, bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır.”
Ben size taarruzu emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler gelir, başka komutanlar hâkim olabilir”
Çanakkale Zaferi ile İlgili Unutulmaz Sözler
Çanakkale Zaferi, vatanseverlik, fedakârlık, cesaret gibi yüksek faziletlerin kahramanca sergilendiği bir destandır. Aziz Türk milletimizin bu onurlu günü kutlu olsun.
Bu destansı zaferin temelinde güçlü bir inanç, büyük bir vatan aşkı ve özgürlük tutkusu vardır. Çanakkale şehitlerimizi minnetle anmaktayız.
Milletimiz, mukaddes vatanımızın korunması için canlarını veren şehitlerini ve gazilerini hiçbir zaman unutmayacak, onların bıraktıkları kutsal mirasa, vatanımıza ve bayrağımıza onurla sahip çıkacaktır.
Türk savaş tarihine altın harflerle yazılan Çanakkale Zaferi’nin 102. yıldönümünü kutlamanın ve kutsal vatanımız için canlarını feda eden şehitlerimizin Şehitler Günü’nü idrak etmenin onurunu yaşıyorum.
“Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber. Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.”
– Mehmet Akif Ersoy
“Çanakkale Zaferi, Türk milletinin eski kudret ve kuvvetini muhafaza ettiğini, can çekişen bir imparatorluk içinde kahraman bir milletin varlığını meydana koydu.”
– General Fahri Belen
“Türkler, Çanakkale’yi zorlayan çağının en ileri tekniğine sahip güçler karşısına adeta bir kale gibi dikilmişlerdir.”
– Winston Churchill
“Ordunun yardımı olmaksızın Filo’nun başarı sağlayabileceği ümidine kapılmıştım; fakat şimdi bu işte müşterek bir harekatın zorunlu olduğunu anlıyorum.”
– Winston Churchill
“Asım’ın nesli. Diyordum ya. Nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek.”
– Mehmet Akif Ersoy
“Çanakkale Savaşları, modern savaş tarihinde birleşik kara ve deniz savaşlarının başlangıcı ve ilk örneğidir.”
– Japon Prof. Dr. Em. Krg. Hideo Miki
“Bu Türk kıtaatının cesaret, metanet ve se’bat cihetiyle takdir ve senaya liyakati, her şüphenin fevkinde bulunmuştur. Donanmasının ateşiyle de, en müessir surette muavenet gören pek cesur bir düşmanın taarruzlarına karşı sayısız muharebelerde bu kıtaat mevkilerini muhafaza etmişlerdir.”
– Alman Generali Liman Von Sanders
“Avrupa’da hiç bir asker yoktur ki, bu ifadenin altını çiziyorum, Türklerle mukayese edilebilsin. Almanların müdafaada gayet iyi oldukları kabul olunabilir. Fakat siperlerde onlar dahi Türklerle kıyas edilemez. Misal olarak Gelibolu’yu zikretmek isterim. Orada bizim gemi ateşlerimizle büyük zayiata uğrayan kıtalar, Türk olmasalardı. Yerlerinde kalamaz ve derhal değiştirilirlerdi. Halbuki Türkler, bütün muharebe müddetince yerlerinde kaldılar.”
– General Tawshend
“Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın, Bu Toprak, bir devrin battığı yerdir. Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın, Bir vatan kalbinin attığı yerdir!”
– Necmettin Halil Onan
“Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor. Bir hilal uğruna, ya Rab, ne güneşler batıyor!”
– Mehmet Akif Ersoy
Harpte iki meş’um (uğursuz) şey vardır. Bunlardan biri taş duvara körü körüne yüklenmek, diğeri kuvvetleri birtakım ayrı ve bağlantısız harekata dağıtıp körletmektir. Biz bu iki ahmaklığı yapmanın tehlikesiyle karşı karşıyayız. – İngiliz Başbakanı Asquith –
“Çanakkale Savaşları, savaşa İngiliz bayrağı altında katılan Yeni Zelanda’nın uluslaşma sürecine çok önemli katkılarda bulunmuştur. 1915’te Yeni Zelandalılar, kimliklerini İngiliz İmparatorluğu içerisinde tanımlamaktaydılar ve bağımsızlık kazanmak gibi istekleri yoktu.”
– Yeni Zelandalı Prof. Dr. J. Phillips
“Çanakkale müdafaası, üç mucizeler muharebesidir Hali kurtardı; maziye hamaset ve azametini iade etti; vatanımızı bir vatanı ebedi yaptı.”
– Sami Paşazade Sezai
“Çanakkale Boğazı’ndaki Türkler ve Almanlar da 18 Martı aralıksız takip eden sessiz günler, şaşkınlık ve sonra da, büyük bir sevinç uyandırdı. Moral, son derece yüksekti. Kaleler ve tabyalardaki hasar da kolaylıkla giderilmiş olmakla beraber, ağır bataryaların cephane durumu ciddiyetini koruyordu.”
– Robert Rhodes James
Çanakkale Zaferi Mesajları
Çanakkale Zaferi, vatanseverlik, fedakârlık, cesaret gibi yüksek faziletlerin kahramanca sergilendiği bir destandır. Aziz Türk milletimizin bu onurlu günü kutlu olsun.
18 Mart 1915, Türk tarihinde bir askeri ve siyasi başarı olmaktan öte inanç, azim ve yiğitlikle örülmüş bir destanın yaradılış tarihidir. Bu tarih, gerek taarruz gerekse savunma savaşlarının başarılarıyla dolup taşan Türk kahramanlık tarihinin en onur verici, en parlak sayfalarından biridir. Sevinç ve coşkuyla kutladığımız Çanakkale Zaferi’nin 98. yıldönümünde, bu güzel vatanımız için canını feda eden aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve özlemle yâd ediyorum. Ruhları şad, mekanları cennet olsun…
Çanakkale’de ortaya konulan mücadele ve kazanılan zafer eşsiz bir destandır. Bu destanı yazan Mehmetçiklerimizi, gazilerimizi ve aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum.
Çanakkale Zaferi; vatan topraklarını korumak için şahlanan Türk ulusunun muhteşem bir destanıdır. Dönemin en güçlü ordularına sahip işgalci devletlere karşı kazanılmış; “Çanakkale Geçilmez” gerçeğini tarihe altın harflerle yazdıran binlerce şehidimizin kanla yazdığı eşsiz bir tarihtir. Çanakkale Zaferi ve Şehitler Günü’nde; bir kahraman olarak ölümsüzleşen Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını, aziz şehitlerimizi ve kahraman gazilerimizi şükranla anıyor, Çanakkale Zaferi’ni ulusça kutlamanın kıvancı içerisinde sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Şehitlik ile İlgili Ayetler
“Allah, mü’minlerden mallarını ve canlarını, onlara (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Onlar, Allah yolunda savaşırlar, öldürürler ve öldürülürler. (Bu), Allah üzerine hak bir vaattir…”
– Tevbe, 111
“Kim Allâh’a ve Rasûl’e itâat ederse, işte onlar, Allâh’ın kendilerine nîmet verdiği peygamberler, sıddîklar, şehitler ve sâlihlerle beraberdir. Onlar ne güzel arkadaştırlar.”
– Nisâ, 69
“Allah yolunda hicret edip sonra öldürülen yahut ölenleri hiç şüphesiz Allah güzel bir rızıkla rızıklandıracaktır. Şüphesiz Allah, evet O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.”
– Hac, 58
“O halde, dünya hayatını ahiret karşılığında satanlar, Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse biz ona yakında büyük bir mükâfat vereceğiz.”
– Nisâ, 74
“Müminler içinde Allah’a verdikleri sözde duran nice erler var. İşte onlardan kimi, sözünü yerine getirip o yolda canını vermiştir; kimi de (şehitliği) beklemektedir. Onlar hiçbir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir.”
– Ahzâb, 23
“De ki: Bizim için siz, (şehitlik veya zafer olmak üzere) ancak iki güzellikten birini azabı bekliyoruz. Haydi bekleyedurun. Şüphesiz biz de sizinle birlikte beklemekteyiz.”
– Tevbe, 52
Şehitlik ile İlgili Başlıca Hadisler
“Ümmetime ağır gelmeyecek olsaydı, hiçbir seriyyeden geri kalmaz, hepsine katılırdım. Allah yolunda şehit olmak, sonra diriltilip tekrar şehit olmak yine diriltilip tekrar şehit olmak isterdim.”
– Buhârî, Îman, 26; Müslim, İmâre, 103, 107
“Her kim, bugün düşmandan yüz çevirmeyip sebât eder, şehit düşerse, Cenâb-ı Hak elbette onu cennete koyacaktır. Bugün şehit olanlara Firdevs Cenneti hazırdır. Hücûm ediniz, hamle ediniz!”
– İbn-i Hişâm, II, 267-268
“Şehitliği gönülden arzu eden bir kimse, şehit olmasa bile sevâbına nâil olur.”
– Müslim, İmâre, 156
“Allah yolunda öldürülen şehittir; Allah yolunda ölen şehittir; bulaşıcı hastalıktan ölen şehittir; ishâlden ölen şehittir; boğularak ölen şehittir.”
– Müslim, İmâre, 165; İbn-i Mâce, Cihâd,17
18 Mart Şehitler Günü Şiirleri, Çanakkale Zaferi Şiirleri
Dur Yolcu
Dur yolcu, bilmeden gelip bastığın,
Bu toprak, bir devrin battığı yerdir.
Eğil de kulak ver, bu sessiz yığın,
Bir vatan kalbinin attığı yerdir!.
Bu ıssız, gölgesiz yolun sonunda,
Gördüğün bu tümsek Anadolu’nda
İstiklal uğrunda, namus yolunda,
Can veren Mehmed’in yattığı yerdir!
Bu tümsek, koparken büyük zelzele,
Son vatan parçası geçerken ele,
Mehmed’in düşmanı boğduğu sele,
Mübarek kanını kattığı yerdir!…
Düşün ki haşrolan kan, kemik, etin
Yaptığı bu tümsek, amansız, çetin,
Bir harbin sonunda bütün milletin,
Hürriyet zevkini tattığı yerdir!…
Necmettin Halil Onan
***
Zafer Türküsü
Yaşamaz ölümü göze almayan,
Zafer, göz yummadan koşana gider.
Bayrağa kanının alı çalmayan,
Gözyaşı boşana boşana gider!
Kazanmak istersen sen de zaferi,
Gürleyen sesinle doldur gökleri,
Zafer dedikleri kahraman peri,
Susandan kaçar da coşana gider.
Bu yolda herkes bir, ey delikanlı,
Diriler şerefli, ölüler şanlı!
Yurt için dövüşen başı dumanlı,
Her zaman bu şandan, o şana gider.
Faruk Nafiz Çamlıbel
***
Zindandan Mehmed’e Mektup
Zindan iki hece, Mehmed’im lâfta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de, geri adam, boynunda yafta…
Halimi düşünüp yanma Mehmed’im!
Kavuşmak mı? .. Belki… Daha ölmedim!
Avlu… Bir uzun yol… Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yol da tutuktur hapse düşeli…
Git ve gel… Yüz adım… Bin yıllık konak.
Ne ayak dayanır buna, ne tırnak!
Bir âlem ki, gökler boru içinde!
Akıl, olmazların zoru içinde.
Üstüste sorular soru içinde:
Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu?
Buradan insan mı çıkar, tabut mu?
Bir idamlık Ali vardı, asıldı;
Kaydını düştüler, mühür basıldı.
Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı.
Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil…
Müdür bey dert dinler, bugün ‘maruzât’!
Çatık kaş.. Hükûmet dedikleri zat…
Beni Allah tutmuş, kim eder azat?
Anlamaz; yazısız, pulsuz, dilekçem…
Anlamaz; ruhuma geçti bilekçem!
Saat beş dedi mi, bir yırtıcı zil;
Sayım var, maltada hizaya dizil!
Tek yekûn içinde yazıl ve çizil!
İnsanlar zindanda birer kemmiyet;
Urbalarla kemik, mintanlarla et.
Somurtuş ki bıçak, nâra ki tokat;
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat…
Yalnız seccâdemin yününde şefkat;
Beni kimsecikler okşamaz mâdem;
Öp beni alnımdan, sen öp seccâdem!
Çaycı, getir, ilâç kokulu çaydan!
Dakika düşelim, senelik paydan!
Zindanda dakika farksızdır aydan.
Karıştır çayını zaman erisin;
Köpük köpük, duman duman erisin!
Peykeler, duvara mıhlı peykeler;
Duvarda, başlardan, yağlı lekeler,
Gömülmüş duvara, baş baş gölgeler…
Duvar, katil duvar, yolumu biçtin!
Kanla dolu sünger… Beynimi içtin!
Sükût… Kıvrım kıvrım uzaklık uzar;
Tek nokta seçemez dünyadan nazar.
Yerinde mi acep, ölü ve mezar?
Yeryüzü boşaldı, habersiz miyiz?
Güneşe göç var da, kalan biz miyiz?
Ses demir, su demir ve ekmek demir…
İstersen demirde muhali kemir,
Ne gelir ki elden, kader bu, emir…
Garip pencerecik, küçük, daracık;
Dünyaya kapalı, Allaha açık.
Dua, dua, eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış.
Gözyaşı bir tarla, hep yoncalanmış…
Bir soluk, bir tütsü, bir uçan buğu;
İplik ki, incecik, örer boşluğu.
Ana rahmi zâhir, şu bizim koğuş;
Karanlığında nur, yeniden doğuş…
Sesler duymaktayım: Davran ve boğuş!
Sen bir devsin, yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa, dimdik doğrul ve sevin!
Mehmed’im, sevinin, başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin, eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın, elbet bizim, elbet bizimdir!
Gün doğmuş, gün batmış, ebed bizimdir!
Necip Fazıl Kısakürek
***
Çanakkale
Savaşmak için değil koşmaları
Şehit olmaya koşuyor her biri
Boşuna değil coşmaları
Onları coşturan aziz milleti
Askerler neredeyse kucaklaşacak
Siperler o kadar yakın ki kendilerine
Mermiler geçecek delik bulacak
Çarpmamak için birbirine
Atam çelik gibi bakıyor düşmana
Sıkıysa gelin alın toprağımızı
Arkası sağlam, bakmıyor arkasına
Dalgalatarak geliyor yiğitler bayrağımızı
Haykırışlar, feryatlar, nidalara karışmış
Kurşun yarası bile hissetmezler
Kader, Mehmed’ime ölmek yazılmış
Bu koca yürekler asla pesetmezler
Saçılmış tohum gibi ölü bedenler
Birbiri üstüne yatıyor mehmetler
Sulanmış kanlarla topraklar, tepeler
Çıkacak, yeşerecek ağaçlar, verecek meyveler
– Muhterem Aslan
18 Mart Çanakkale
Bu vatan uğruna binlerce mehmet
Çanakkalede bircan olduğu gündür
Anafartalarda conk bayırında
Binlerce çiçegin solduğu gündür
Ne silah ne bomba kar etti bize
Mehmetcik önünde çöktüler dize
Düşman ordusunu döktük denize
Derelerin kanla dolduğu gündür
Pınarlar kan akar damla içilmez
Yiğidin şanına kıymet biçilmez
Dünya duysun çanakale geçilmez
Zafer türküsünün çaldığı gündür
İki yüzelli bin şehit kanı var burda
Aziz ecdadımın canı var burda
Yüce milletimin şanı var burda
Dünyaya namını saldığı gündür
Medeniyet diyen batı güçleri
Hile aldatmaca asıl işleri
Birkezdaha boşa çıktı düşleri
Aslan pençesinde kaldığı gündür
Koca seyit mehmet çavuşumuz var
Cihanı düşmana eylediler dar
Coşkunoğlu bize tek vatandır yar
Düşmanın dersini aldığı gündür
Ozan Erol Coşkunoğlu
***
Mehmedim Devleşiyor Çanakkale’de
Bir karabulut sarmış Çanakkale’yi,
Kiniyle, nefretiyle düşman Çanakkale’de.
Sığınmış da topunun, tüfeğinin ardına,
Lâkin yüreksiz gelmiş, titrer Çanakkale’de.
Yıkar mı sandın güllelerin Mehmetçiği?
Mehmedim şahlanıyor Çanakkale’de.
Battıkça zırhlıları boğazın serin sularında,
Düşman çare arıyor Çanakkale’de.
Sular azgın, toprak gürlüyor,
Patlayan güllelerle kıyametler kopuyor.
Bir vatan evladı topraktan çıkıyor,
Koca Seyit haykırıyor, Çanakkale’de.
Tümenlerle geliyorlar, binlerle.
Seddülbahir kan ağlıyor hem denizlerde.
Her şey tamam denilen yerde,
Yahya Çavuşlar kükrüyor siperlerinde.
Hiç zincir vurulur mu bu yüce millete?
Sanır mısın ki alırsın sen onu esarete.
Hayâsızca atılırken düşman ileriye,
Süngüsü çarpıyor bir aslan Mehmet’e.
Bir zamanlar gelinciklerin açtığı sarp yamaçlarda,
Kızıla boyanmış toprak var şimdi oralarda.
Gökyüzüne uçuşan kollar, bacaklar ve parmaklarla,
Mehmedim devleşiyor Çanakkale’de.
Son bir ümitle saldırırken hayâsızca düşman,
Ele geçirerek tepeleri,
İnmek için Marmara’ya.
“Siper al asker!” diye bir ses gürlüyor,
Mustafa Kemaller yükseliyor Çanakkale’de.
Ne cesaret geldiniz ey gafiller siz Anadolu’ya,
Siz ki güvendiniz onca makinanıza, topunuza.
Lâkin almakta geç kalmadınız cevabınızı,
Anladınız bu vatan kanla alındı.
Binlerce Mehmetçiğin kanı vatan demek,
Ebedi bağımsızlık demek,
Haydi size uğurlar ola…
– Metin Korkmaz
***
Çanakkale Geçilmez- Çanakale Destanı
Bir millet dirilmişti, tek parola vatandı
Masmavi olan deniz, al kanlara boyandı
Etten kale ördüler hepsi taze civandı
Muharebe meydanı, sanki döndü mahşere
Çanakkale geçilmez, koştuk büyük zafere
Topraklar dile gelse, ah konuşsa şu taşlar
Nidalarda tekbirler, gökte ağladı kuşlar
Kol bacaklar kopmuştu, yerde vücutsuz başlar
Şahadete ermişti, kan dolmuştu miğfere
Çanakkale geçilmez, koştuk büyük zafere
İman gücü göğsünde, koca Seyit onbaşı
Sürdü ağır gülleyi, düşmanın bitti işi
Muzaffer ordumuzun, onurla dikti başı
İnanmış cengaverler, indi yattı sipere
Çanakkale geçilmez, koştuk büyük zafere
Nusrat mayın gemisi, mayın döşedi vurdu
Yedi düvel saldırdı, lakin pes etti durdu
İngilizler şaşkındı, şahlandı bizim ordu
Çünkü büyük bir görev, verilmişti nefere
Çanakkale geçilmez, koştuk büyük zafere
Anafartalar yandı, artık kalmadı mecal
Akan şehit kanına, göklerde indi hilal
Atam emir vermişti, ya ölüm ya istiklal
İki yüz eli üç bin, şehit girdi makbere
Çanakkale geçilmez, koştuk büyük zafere
Artık şanlı ordumuz, başarıyı tatmıştı
Düşmanın gemileri, birer birer batmıştı
Anzaklar çaresizdi, Fransızlar bitmişti
Mehmetçiğimin ünü, ulaştı bin bir yere
Çanakkale geçilmez koştuk büyük zafere
Kevseri der: kurtardı, yardım eyledi Allah
Şefaat kani lütuf, eylesin Resulullah
Artık zafer bizimdi, şükür elhamdülillah
Bir tarih yazılmıştı, tek tek geçti deftere
Çanakkale geçilmez, koştuk büyük zafere
– Âşık Kevseri
***
Çanakkale Türküsü Sözleri
Çanakkale içinde aynalı çarşı,
Ana ben gidiyom düşmana karşı,
Off, gençliğim eyvah!
Çanakkale içinde bir uzun selvi
Kimimiz nişanlı, kimimiz evli,
Off, gençliğim eyvah!
Çanakkale içinde bir kırık testi
Analar babalar ümidi kesti,
Off, gençliğim eyvah!
Çanakkale elinde toplar kuruldu,
Vay bizim uşaklar orda vuruldu,
Off, gençliğim eyvah!
Çanakkale üstünü duman bürüdü
On üçüncü fırka harbe yürüdü,
Off, gençliğim eyvah!
Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni,
Off, gençliğim eyvah!
Çanakkale Zaferi Ne Zaman?
1. Dünya Savaşı sırasında açılan, en büyük önem sahibi olan Çanakkale Boğazı’nda cereyan eden 3 Kasım 1914- 9 Ocak 1916 tarihleri arasında süren savaşlar Çanakkale Savaşı olarak adlandırılıyor. Merkezi olarak adlandırılan İtilaf devletlerinin Osmanlı Devleti’ni saf dışı bırakmak ve Rusya Federasyon’una yardım göndermek için Çanakkale Boğazı’nda yaşanılan bu savaş ,1. Dünya Savaşı’nın en önemli askeri faaliyetidir. Bu cephe hayati bir önem taşıyordu. 17 Mart 1915’te yapılan plana göre mayınları temizlenilen boğazın aşağı kesimlerine bütün savaş gemileriyle gelinmiş ve boğazı zorlanacaktı fakat aynı günün akşamı Türk donanmasına mensup, Yüzbaşı Hakkı Bey kumandasındaki Nusret Mayın Gemisi’nin Karanlık Liman bölgesini tekrar mayınlanması kaderi değiştirdi.
18 Mart 1915 sabahı boğaza giren İngiliz ve Fransız gemileri Boğaz’ın iki tarafında açılan silahlarla büyük kayıplara uğrayarak geri çekildi. Böylece Çanakkale geçilmez oldu. Bu uğurda 250 binden fazla askerimizi kaybettik. 18 Mart Çanakkale Zaferi Anma ve Şehitler Günü olarak anılır.
Kaynak : Neolducom