Sayfa İçeriği: Mevlana’nın İbretlik Sözleri Kısa, Mevlana’nın İbretlik Güzel Sözleri, Mevlana’dan İbretlik Anlamlı Sözler, Mevlana’dan İbretlik Sözler İnstagram, Mevlana’dan İbretlik Sözler Facebook
Bu güzel sayfada sizler için en güzel Mevlana dua sözlerini hazır ettik. Sayfadaki Mevlana güzel dua sözlerini instagram ve whatsapp ile ya da kısa mesaj ile paylaşın.
MEVLANA’NIN İBRETLİK GÜZEL SÖZLERİ
Aklınıza gelen her güzel şeyi duaya dökün! Niyet olur, nasip olur, yol olur, hal olur.
Dert etme, dua et!
Kuru duayı bırak, ağaç isteyen tohum eker.
Sevenlerin duası her yerde geçer.
Ey gönül ses etme! Bekle! Ya nasip de Rabbine bırak.
Her şey neye layıksa ona dönüşür.
Yoksullardan, dertlilerden dua iste. Define yıkık yerdedir.
Dua kapı çalmaktır. Gerisine karışmak haddini aşmaktır.
Yağmur gibi yağarsa başına bela, bil ki dua istiyor senden Mevla.
Her işin gizli şahidi; vicdandır. Üzülmeyin, Allah var gam yok!
Allah’ım! Sen, canları, Yasin soyunun gittiği yoldan canlara ulaştır.
Mutlu olmak istiyorsan, gururunu bırak, gönüller almaya bak.
Ya Rabbi! Sana ne arz edeyim. Çünkü sen gizli ve açık her şeyi bilirsin.
Seni bekleyişimin adı yok. Sadece yüreğimde lal olmuş duamsın.
Dertsiz dua soğuktur, bir şeye yaramaz. Dertli dua ve niyaz, gönülden, aşktan gelir.
Dua Mevla ile olmaktır. Mevla ile olan kimse için ölüm de ömür de hoştur!
Bazı insanlar dua gibidir. Görünmez, ama dokunur sana. Duyulmaz ama bırakmaz seni!
Eğer dua için temiz bir nefesin yoksa temiz gönüllü bir dost bul da ondan dua iste.
Mevlana diyor ki; Dua edecek güzel bir gönlün yoksa, güzel yürekli insanlardan dua iste.
Aklınıza gelen her güzel şeyi duaya dökün! Niyet olur, nasip olur, yol olur, hal olur.
Neden duasız bırakıyorsun dilini? Kapıyı çalmadan, açılmasını bekleyenlerden misin yoksa?
Ya Rabbi! Biz nefis ile şeytana köpek gibi tabi olduksa da sen, azap aslanını bize saldırtma.
Allah, gönlünü yatıştırsın, huzura kavuştursun! Duası, hoş bir duadır; bu duaya, sen de; Amin! de!
Ne zaman gökyüzüne bir nefes, bir dua gönderdin de ardınca ona benzer bir iyilik gelmedi?
Ey can; kimseyi kırma. Sözden ağırı yoktur. Beden çok yükü kaldırır ama gönül her sözü kaldıramaz.
Ya Rabbi! Biz nefis ile şeytana köpek gibi tabi olduksa da sen, azab arslanını bize saldırtma.
Dua ederken Allah’a kırık bir gönülle el kaldır. Çünkü Allah’ın merhamet ve ihsanı, gönlü kırık kişiye doğru uçar.
Ya Rabbi! Bizim halimize bakarak muamele etme. Kendi ikram ve ihsanına göre bize muamele eyle.
Kokuların en güzeli gönül kokusudur; çünkü o koku rabbin kokusudur. O koku kırık gönüllerde mağlup ruhlarda bulunur.
Sen aşka sessizce dua ettin. Bense seni sağır dinledim. Sen aşkı dualarla dilerken, ben dilsiz dudaksız amin dedim.
Niye üzülüp ağlarsın can? Bırak sevmeyen gitsin. Dua et Rabbin seni terk etmesin. İşte O terk ederse, gerçekten bitersin.
Duası olmalı insanın, bütün sevdiklerini içine alabileceği. Ve bir de seccadesi, gözyaşlarıyla rabbine varabileceği!
Candan, gönülden söylenen güzel sözler, dualar, niyazlar, yakarışlar, Hakk’a doğru yükselir. Hakk’tan başka kimsenin bilmediği, bir yere kadar varır, ulaşır. Mesnevi
Gülene neden gülüyorsun diye sorulmaz, ama ağlayana neden ağladığı sorulur. Sende dualarında ağla ki Rabbin sebebini sorsun.
Sana bir dua eden olsun, sen birine dua et! Bilmezsin hangi kırık gönlün duasıdır karanlıklarını aydınlatan. Sana ummadık kapılar açan. Bilmezsin kimin için ettiğin duadır, seni böyle ayakta tutan.
Oğlum, ne Allah’ın lütfûna, ne de kahrına uğrayacağını düşünme; sadece onun emirlerine uymayı, nehyettiği, yapma dediği şeylerden kaçınmayı her zaman göz önünde tut.
Ya Rabbi! Kerem ve lütfunla hidayet ettiğin kalbi tekrar dalalete, sapıklığa meylettirme. Belaları bizden sarf eyle, çevir ve değiştir. Ey affı çok olan, günahları örten Rabbim! O günahlar dolayısı ile bizden intikam alma. Bize azab etme.
Ya Rabbi! Dua ve yakarışlarımızda sana layık olmayan sözleri bilmeyerek söyleyip hatalarda bulunmuş isek, o kelimeleri sen ıslah et ve duamızı kabul buyur. Çünkü sözlerin hakimi ve sultanı ancak sensin.
Ey Hay, ebedî diri olan Rabbim! Talep ve dua üzerine nasıl olur da kerem etmezsin. Sen kerem sahibisin. Ey mahlûkatın, yaratıkların canlıların ihtiyacını gideren Rabbim! Sen varken hiç bir kimseyi hatırlamak ve ondan bir şey ummak layık değildir.
Hz. Mevlana der ki; “Kaderimi ben seçmedim; Rabbim ikram etti. Elhamdülillah! İyiyim desem yalan olur. Kötüyüm desem inancıma dokunur. En iyisi şükre vurayım. Belki o zaman kalbim kurtulur.” Duam belli duyan belli. Gerisi Takdir-i İlahi.
Ey alemin yaratıcısı! Kasvetli, kararmış, katılaşmış adeta taş gibi olmuş olan kalbimizi mum gibi yumuşat, feryadımızı, ah u vahımızı, hoş eyle ki rahmetini celbetsin, çeksin. Bizi köle gibi kullanan bu serkeş nefisten bizi satın al. O nefis bıçağı kemiğe dayandı (zulmü canımıza yetti).
Üzülme der Mevlana ve devam eder; Bir yandan korku bir yandan ümidin varsa iki. Kanatlı olursun. Tek kanatla uçulmaz zaten. Sopayla kilime vuranın gayesi kilimi dövmek değil, Kilimin tozunu almaktır. Allah sana sıkıntı vermekle tozunu, kirini alır. Niye kederlenirsin?
Kendinde olmaksızın, istiğrak halinde edilen dua, bambaşkadır. O dua, dua edenin kendinden değildir, kendinde bulunanın duasıdır. Daha doğrusu, o dua, gönülde bulunan Hakk’ın sözleridir. Aslında o duayı Allah etmektedir. Çünkü dua eden kul, kendinde olmadığı için aradan çıkmıştır. O dua da Allah’tandır, kabul edilişi de Allah’tandır. Mesnevi
Ya Rabbi! Ruhumda bir ilim katresi var. İlahî onu heva rüzgarıyla ten toprağından muhafaza eyle. Ey ihsanı çok olan Rabbim! Cefa içinde geçip giden ömre merhamet et. Ey affetmeyi seven Rabbim! Bizi affeyle. İsyan derdimize çare eyle. Ey yardım isteyenlerin yardımcısı! Bizi hidayete çıkar.
Hz. Mevlana son demlerinde iken, cokiyisozler.com dostu Siraceddin Tatari’yi yanına çağırarak, kendisine şu duayı öğretmiş ve sıkıntılı zamanlarında okumasını tavsiye etmiştir: Ya Rabbi! Bana ne senin zikrini unutturacak, sana şevkimi söndürecek, seni tesbih ederken duyduğum lezzeti kesecek bir hastalık; ne de beni azdıracak, şer ve kötülüğümü artıracak bir sıhhat ver. Ey Merhamet edenlerin merhametlisi! Merhametinle bu duamı kabul et.
Eğer fikrinde bir durgunluk varsa, iyi düşünemiyorsan, Allah’ı zikrederek fikrini uyandır, harekete geçir. Çünkü zikir düşünceyi harekete geçirir. Sen zikri şu uyumuş düşünceye güneş yap da onu canlandır. İşin aslı cezbedir aşktır. Fakat aziz dostum, çalışmayı gayreti bırakıp cezbeyi de oturduğun yerde bekleme. Cezbe kendi kendin gelmez. Gelmesi için bir gayret bir emek gerekir. Çünkü çalışmayı, ibadeti, iyilik etmeyi bırakmak, nazlanmaya benzer. Hak yoluna canını başını koyan hiç nazlanabilir mi?