Kalbimi ve ruhumu vermemin bir yararı yok, sen zaten bunlara sahipsin. O yüzden sana bir ayna getirdim. Kendine bak beni hatırla.
Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.
Merhamette güneş gibi ol; cömertlikte akarsu gibi ol; tevazuda toprak gibi ol; ayıpları, kusurları örtmekte gece gibi ol.
Münafığın özrü kabul edilmez. Çünkü o özür dilindedir kalbinde değil.
www.sozebesi.com
Maşrapamız küçük ise deryayı suçlamaya hakkımız yok.
Bir kimseyi tanımak istiyorsan, düşüp kalktığı arkadaşlarına bak.
Bazen halimize Melek’ler imrenir, bazen de halimizden Şeytan bile iğrenir.
Sen yerde olanlara merhamet et ki,gökte olanlr da sana merhamet etsin Senden aşağı olana acı ki,senden üstün olan da sana acısın.
Define yıkık yerlere saklanır. Sakın ola fakir ve dertlilerin kalbini kırma, ahlarını alma.
Ten midesi insanı samanlığa çeker, gönül midesi reyhana çeker. Ot ve arpa yiyen kurban olur, Allah nuru ile nurlanan Kuran olur. Senin yarın pislik, yarın da misktir. Kuran’la miskini artır.
Gözyaşının bile görevi varmış. Ardından gelecek gülümseme için temizlik yaparmış.
Savaşsız, sabırsız yenme olur mu hiç?
Dilini terbiye etmeden önce yüreğini terbiye et; Çünkü söz yürekten gelir, dilden çıkar.
Yalnızlık, adam olmayanın vereceği sevgiden, saygıdan yeğdir.
Denizde inciler derinde olur. Çerçöp sahilde olur.
Şarap küpü nereye konursa konsun şaraptır. Gül mezbelelikte bitmekle kötü olmaz, şarap altın tasa konmakla helal olmaz.
Ey sahura kalkan, sahur yemeği yiyen kişi! Az konuş, hatta sus! Sus da orucu anlayanlar, oruçtan söz etsinler.
Ne kadar bilirsen bil, söylediklerin karşındakilerin anlayabileceği kadardır.
Başta dönüp koşan nice bilgiler, nice hünerler vardır ki, insan onunla baş olmak isterse, baş elden gider. Başının gitmesini istemiyorsan ayak ol.
Şöhret afettir; şöhret peşinde koşmak iyi tanınmak için uğraşmak insanlığa yakışmaz. Eğer sen hakikati aşk incisini arıyorsan görünüşten kurtulman denize dalman derinliklere inmen gerek! Yoksa şöhret gösteriş deniz kıyısına düşen köpüktür!
Aşkın hikâyesini, durmaksızın feryâd eden bülbüle değil. Sessiz sedasız can veren pervanelere sor.
Cenab-ı Hakk kâfir için necis dedi. Fakat dikkat et ki; kâfirlerin dışı pis değildir. O pislik onların din ve ahlakındadır.
Her zorluğun sonunda doğan bir ışık vardır. Eğer elleriniz diken yaralarıyla kan revan içinde kaldıysa güle dokunmanıza çok az kalmış demektir.
Bir kimsede kibir varsa, söz söylediği zaman soğan gibi kokar.
Muhabbet ve merhamet, insanlığın; hiddet ve şehvet de hayvanların sıfatlarıdır.
Gülün dikene katlanması, onu güzel kokulu yaptı
Nefsin, üzüm ve hurma gibi tatlı şeylerin sarhoşu oldukça, ruhunun üzüm salkımını görebilir misin ki?
Kalp deniz, dil kıyıdır. Denizde ne varsa kıyıya o vurur.
Sen Bizim Suretimize [Yüzümüze] DeğiL, Siretimize [AhLakımıza] Bak.
Cahil kimsenin yanında kitap gibi sessiz ol.
Yılan sokması seni sadece canından eder. Ama kötü dost hem candan, hem de imandan eder!
Kitaplardan önce, kendimizi okumaya çalışalım.
Kim, ne olursa olsun, Sevgili bizim olsun tek, Canı, Canımız olsun.
Öyle bir ‘Yâr’ sev ki evladım; elinde su tasıyla, iftarı bekleyen oruçlu gibi beklesin seni.
Hoşlanmadığına tahammül sabır değildir. Sevdiğine kavuşamayacağını bilsende, kavuşacakmışcasına gayret etmendir. Bırak, sabır sana sabretsinki acıyı bal eylesin.
Başkalarına imrenme, çok kimseler var ki senin hayatına imreniyorlar.
Sen böyle güzelken bana söz düşmez. Bakma böyle yazılar yazdığıma,ben aslında Oku! emrine amade SENİ okuyorum sevgili.
Aşk deliliktir biz delinin delisiyiz.
Aşk nasip işidir, hesap işi değil! Aşk adayıştır, arayış değil! Sen adanmışsan ve yanmışsan bu uğurda, aşk seni bulmaya gelir!
Hz. Mevlanaya; Neden hep yak takımı ve kötü insanlarla berabersin, neden onları kendine mürid olarak kabul ediyorsun, diyenlere verdiği cevap şudur; İyilerle herkes iyi olur maarifet kötülerle iyi olabilmek!
Ey AŞlK! Hani özlem çekiyorsun ya sevgiliye. Bil ki sevgilidendir özlemin özü.Odur asıl sana özlem duyan.Çünkü o tutuşturmayınca alevi,kimsede olmaz ateş. Ve AŞK ateşi önce sevilene, ondan sonra sevene düşer.
Eğer tamamıyla zorluklara daldınsa, daralıp kaldınsa, sabret; çünkü sabır genişliğin anahtarıdır.
Şeytan tabiatı bakımından insana düşmandır. İnsanın helak oluşuna sevinir o.
Her insan bir alemdir. İnsan düşünceden ibarettir, geri kalan et ve sinirdir.
Kim benliğinden kurtulursa bütün benlikler onun olur. Kendisine dost olmayan herkese dost kesilir. Nakışsız ayna olur, tüm nakışlar onda seyredilir.
Dünle beraber gitti düne ait ne varsa, bugün yeni şeyler söylemek gerek.
Başarı bir seyahattir, hedef değil. Mutluluk, gidilen yolun üzerindedir, yolun sonunda değil. Yolun sonunda olsa, ona varıldığında yol bitmiş ve vakit de geçmiş olurdu. Mutlu olmanın zamanı ise bugündür, yarın değil.
http://www.sozebesi.com/unlu-sozleri/mevlana-sozleri.html
AŞK Acısı taşımayan Yürek; Ya Deliye aittir, Ya Ölüye.
Bil ki. Domuzların önüne elmaslar serilmez, mücevherden ancak sarraflar anlar başkası bilmez, ne fark eder ki kör insan için elmas da bir cam da, sana bakan kör ise kendini camdan sanma.
Kalp bir bahçe gibidir. Onda mutlaka birşeyler bitecektir. O halde güzel şeyler ekin ki güzel şeyler bitsin!
İnsanları iyi tanıyın, her insani fena bilip kötülemeyin, her insanı da iyi bilip övmeyin.
Vesveseli düşüncelerden sakın. İnsanın kalbi, sazlık ve orman gibidir. Orada aslan gibi de, yaban eşeği gibi de fikirler bulunur.
Bir gün kızsan bana, alsan başını yüzbin yıllık yere gitsen dönüp kavuşacağın yer benim, demedim mi.
Nefsinle savaşa girişince; Ben orucu öyle ucuza satmam!’ diye kendini yere at, ellerini çırp, ayaklarını vur, diret!
İnsanlar, uğrunda çaba gösterdikleri her şeye ulaşırlar. Ey bahtlı kişi! Kuru duayı bırak. Ağaç mı istiyorsun, tohum ekmelisin.
Nefis firavundur. Sakın doyurma. Başına kral kesilir.
Eğer, şehvetin ve nefsin hevesine kapılır gidersen, Ben sana haber vereyim ki, eli boş, nasipsiz gideceksin!
Herkesin bakmadığı yönden bak dünyaya.
Akıp giden zaman içinde bir kafesteyim, Her türlü amelde çok ahesteyim, Kabrim. beni bekliyorken dünyalık hevesteyim, Uyandır artık Ya Rab! belki son nefesteyim.
Marifet nedir bilir misin? Taşlara bakan gözlerin çicekleri görmesidir!
Neden duasız bırakıyorsun dilini? Kapıyı çalmadan, açılmasını bekleyenlerden misin yoksa?
Aklın güzelliği dil ile, dilin güzelliği söz ile, kişinin güzelliği yüz ile, yüzün güzelliği göz ile belli olur!
Kötü zanda bulunan kişi çirkindir. Aslında o kendi içini vurur karşıya.
Kötülerin övülmesi arşı titretir.
Ele geçen şeyin tadı, tuzu, değeri, oraya varmak için çekilen yol zahmeti kadardır. Çölün tozunu yutmayan, dilini dudağını çöl güneşinde çatlatmayan zemzemin lezzetini bilemez. Ömür boyu hayalini kurmayan Kabenin kadrini tartamaz. O halde önce yan ki su seni kandırsın, Acık ki ekmek damağında bir lezzet bıraksın. Özle ki bulduğunda gerçekten bulmuş olasın.
Aklın yoksa yandın, ya kalbin yoksa o zaman sen zaten yoksun ki.
Biri buğday elde etmek için ekin ekerse sonunda saman da elde eder. Fakat saman ekersen buğday elde edemezsin ki!
Hak kuldan intikam kul ile alır, dini irfan bilmeyen bunu kul etti sanır.